kitapdunyasi.eu
Risale-i Nur ve Tasavvuf
Risale-i Nurlar öyle büyük bir hazinedir ki; her perspektiften incelenip değerlendirilebilir. Bu kitapta da, Üstad’ın Risale-i Nurlar’da tasavvuf ve tarikatlar hakkında yaptığı değerlendirmeler yer alıyor.
Bu çalışmada Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin “ehl-i tarik olana ve olmayana bir iksir-i a’zamdır ve bir tiryâk-ı enfa’dır” dediği Telvihat-ı Tis‘a Risalesi ve “en mühim tarikat olan velâyet-i kübra, sırr-ı verâsetle sünnet-i seniyyeye ittibâ ve neşr-i hakâik-ı imaniyede ihtimam olduğunu” ispat eden Beşinci Mektup Risalesi mütalaa edilmiştir.
Bu metinler vesilesiyle hakikate giden yollar içinde Risale-i Nur yolu ile tasavvufi yolların buluştuğu ve ayrıştığı noktalar ele alınmıştır. Söz konusu risalelere dair derslere iştirak eden arkadaşlarımızın ciddiyet ve gayreti neticesinde vücûda gelen bu çalışma, bahsi geçen konuyu enginliği ve derinliğiyle ele alma iddiasından tamamen uzak, bir dizi ders notlarının tanzim, tashih ve tekmilinden ibarettir.
Hayatını iman ve Kur’ân hakikatlerinin ispatına ve neşrine vakfeden Üstad Bediüzzaman Hazretleri, hapishanelerden mahkemelere, mahkemelerden sürgünlere devr-i daim eden hayatı müddetince hem muhataplarının ihtiyacı hem kendi meşrebi mucibi hem de hâl-i âlemin müsaade etmemesi neticesi tarikat dersi vermemiş ve mahkemelerde bu durumu açıkça ifade etmiştir.
“Hey efendiler! Ben şeyh değilim, ben hocayım. Buna delil, dört senedir buradayım; bir tek adama tarikat verseydim, şüpheye hakkınız olurdu. Belki yanıma gelen herkese demişim: İman lâzım, İslâmiyet lâzım; tarikat zamanı değil.” (On Altıncı Mektup)